Emekli İmam Zekeriya Güler, Türkiye’nin Unutulmaya Yüz Tutan Sanatını Yaşatıyor
Emekli imam Zekeriya Güler, Türkiye’de yok olmaya yüz tutmuş sanatlardan biri olan ve ‘padişah mesleği’ olarak bilinen ‘sedef kakma’yı 5 yıldır ustalıkla icra ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip olarak görev yapıyorken 2008 yılında emekliye ayrılan Güler, Osmanlı döneminde birçok padişahın ilgilendiği bu sanatı yaşatmak amacıyla 2009 yılında atölye açtı. Güler, atölyesinde çocuklarıyla birlikte Kuran’ı Kerim muhafazası, rahle, masa, koltuk, sehpa, baston, silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı ve bazı süs eşyalarına sedef kakma yapıyor. Ayrıca, Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda dersler vererek bu sanatı gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor.
‘15 Yıldır Sanatı Yaşatmak İçin Çalışıyorum’
Türkiye’de az sayıda sedef ustasının kaldığını belirten Güler, “Sedef kakma sanatı, Osmanlı döneminde oldukça popülerdi ancak günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir sanattır. Biz de Mardin’de bu değerli sanatı gelecek kuşaklara aktarmak için çaba harcıyoruz. Sanatı yaşatmanın bizim için hem bir görev hem de bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Mardin’e özgü motifleri işleyerek kültürümüzü de bu sanatla yaşatmaya çalışıyoruz.”
Sanatın aşamaları hakkında bilgi veren Güler, “Sedef kakma sanatının 14-15 aşaması bulunmaktadır. Çizimlerimizi ceviz ağacına yapıyoruz ve genellikle geometrik Selçuklu motiflerini kullanıyoruz. Daha sonra ince keskiyle kazıyor, tunç tellerini yerleştirip sedefleri yapıştırıyoruz. Son olarak kezzaplanıp ateşle işlemi tamamlıyoruz. Ardından zeytinyağı sürüp cila yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
‘1500 Yıl Sonra Sanatı Yaşatmanın Sevincini Yaşıyoruz’
Güler, Mardin’in tarihi eserlerinde sedef kakma işçiliğinin varlığını gördüklerini belirterek, “Mardin’in eski ve köklü ailelerine ait evlerde hala sedef kakma koltuklar, sehpa ve sandıklar bulunmaktadır. Bu sanatın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne eklenmesiyle 1500 yıl sonra yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Bu sanatın yaşatılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz zira bu sanat, ecdadımızın bıraktığı bir mirastır” dedi.
Kültür ve turizme de katkı sağlamak istediklerini belirten Güler, “Bu sanatı gelecek nesillere aktararak istihdam oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca, ecdadımıza olan minnet borcumuzu ödemek adına bu sanatı yaşatmaya çalışıyoruz” sözleriyle sözlerini noktaladı.